10 Aralık 2011 Cumartesi

Astım - Bitkiler ile Tedavi



Doktorlar astım tedavisinde theophylline gibi broşları açmaya yarayan çeşitli ilaçlar kullanırlar. Bronkadilatörler olarak bilinen bu ilaçlar genellikle inhalasyon tüpü denilen aparatlar sayesinde çekilir.

  • Kahve, Çay, Kafein İçeren Kolalı İçecekler, Kakao ve Çikolata:

Bu popüler içecekler ve çikolata, bitkilerden elde edilmektedir. Bu yüzden de bitkisel ürünler kategorisinde yer almaktadır. Kafein içeren her şey astım belasından kurtulmaya yardımcı olur. Aslında kahve, çay, kafeinli meşrubatlar, kakao ve çikolata, kafeinden fazlasını içerir. Hepsinin de,  anti-astım özellik taşıyan ve kafein ile birlikte, ksantin adı verilen kafeinin de üyesi olduğu bileşikler ailesine mensup olan theobromine ve theophylline adlı iki önemli doğal kimyasalı bünyesinde barındırdığı kanıtlanmıştır. Bu kimyasallar bronşiyal spazmları önlemeye yardımcı olur ve broşları açarlar.   

  • Deniz Üzümü:
Birçok botanist deniz üzümünün dünyanın en eski ilacı olduğunu söyler. Çinliler bu bitkiyi binlerce yıldan bu yana astım ve diğer solunum hastalıklarının tedavisinde kullanılmaktadır. Deniz üzümü kendi başına     tıpkı kimyasal bileşenleri olan efedrin ve südoefedrin gibi uykusuzluk, anksiyate, huzursuzluk ve yüksek tansiyon gibi yan etkilere neden olmaktadır. Bu yüzden bu bitkiyi kullanırken son derece dikkatli olmalısınız. Doğrusu, eğer gerçekten yüksek dozlarda kullanırsanız çok tuhaf şeyler olabilir. Tıp literatüründe efedrin nedeniyle gelişen 20 psikoz vakası kayıtlıdır.

  • Isırgan Otu:

400 yıl önce İngiliz herbalist Nichols Culpeper, ısıgan otunun kökünün ve yapraklarının hem suyunu çıkararak hem de çay gibi demleyerek içmenin hiçbir riski olmadığı gibi, akciğer kanallarını ve broşları açmaya yardımcı olan bir ilaç niteliği olduğu iddiasını ortaya attı.

Uzun yıllar boyunca ısırgan otuna en iyi astım ilacı gözüyle bakan Avustralyalılar, bitkinin kökünden ve yapraklarından elde ettikleri suyu bal ve şekerle karıştırıp içiyorlar. Bunun bronşiyal problemleri tedavi ettiğine son derece büyük bir bağlılıkla inanıyorlardı. Amerikalılar ise, 5 yıl önce ısırgan otunun güçlü bir antihistaminik olduğunu açıklayan bir araştırma raporu yayınlanıncaya kadar bu bitkinin farkında değillerdi. Şimdilerde ise astım ve saman nezlesi hastalarına her geçen gün daha da artan bir ilgiyle, ısırgan otu öneriyorlar.

  • Anason ve Rezene:

Yunanlılar astım ve diğer solunum yolları hastalıkları için bu iki bitkiden yaptıkları çayları kullanırlar. Her iki bitki de bronşiyal sekresyonu çözen    kreosol ve alfa pinen gibi kimyasallar içerir. Rezene tohumları (meyveleri) milyonda 8,800 alfa pinen içerir. Geleneksel bir solunum yolları ilacı olarak kullanılmasına rağmen, ironik bir şekilde anason bir süper star değildir. İçeriğinde yalnızca milyonda 360 oranında alfa pinen barındırır.

Çok sayıda başka bitki de zengin alfa pinen kaynağı ve aysım ilacı olarak kabul edilir. Bunlar arasında; maydanoz tohumu, kişniş, ardıç, kakule, sassafra, zencefil, Çin melekotu, dereotu, tarhun ve civanperçemini sayabiliriz. Bunlardan bir tanesiyle ya da birkaç tanesini karıştırıp, içine de biraz meyan kökü ilave ederek harika bir astım çayı hazırlayabilirsiniz.

  • Meyan Kökü:

Meyan kökü çayı boğazı yumuşattığı için boğaz ağrısı, öksürük ve astım vakalarında sıkça tavsiye edilir. Meyan kökü ve bundan çıkarılan özütler, makul ölçülerde günde üç fincana kadar kullanıldığı sürece risk yaratmazlar. Bununla birlikte, uzun süreli kullanımlarda ya da aşırı miktarlarda alındığında baş ağrısı, uyuşukluk, vücutta sodyum ve su tutulumu, aşırı potasyum kaybı ve yüksek tansiyona neden olabilir.

  • Ginko:

Asyalı şifacılar, ginko yapraklarından elde ettikleri özütleri yüzyıllarca astım, alerji, bronşit ve öksürüğü tedavi etmek için kullanmışlardır. Ginko yaşlılık arazlarına karşı etkisiyle son yıllarda Batı’da büyük rağbet görmeye başlamıştır. Ginko beyne kan akışını arttırmakta, inme ve diğer yaşlılık hastalıklarının tedavisinde kullanılmaktadır. Fakat Çin’de hala astım tedavisinde kullanılmaktadır. Ginko görevini, kanda bulunan ve bronşiyal spazmları tetikleyen trombosit-etkinleştirme faktörü adlı proteini baskı altında tutar.

Bu bitkiyi elde etmenin en iyi yolu 50:1 oranında hazırlanmış özütlerini satın almak. Şifalı bitkiler satan dükkanlarda ve bazı eczaneler bu özütleri bulunduruyorlar. Fakat kullanmadan önce kullanma talimatını mutlaka okuyun. Günde 60 ile 200 mg arası standartlaştırlmış özüt alabilirsiniz, kesinlikle bu miktarı aşmayın. Aşırı doz alınması halinde ginko; diyare, sinirlilik hali ve huzursuzluğa neden olabilir.

  • Domates:

Yapılan kırk kadar kapsamlı araştırma, her gün alınacak yaklaşık 1000 mg. C vitamininin astım krizlerini, bronşiyal spazmları, göğüs hırlamasını, solunum yolu enfeksiyonlarını, burun tıkanıklığını, göz sulanmasını ve diğer alerjik semptomları ortadan kaldırdığını ortaya koymuştur. C vitamini histamin salgılanmasını bastırır.

Size tavsiyemiz C vitamini bakımından zengin besinler tüketmenizdir. Ancak bunu yaparken yalnızca turunçgiller, domates ve meyvelerle sınırlı kalmayıp, biber ve çilek gibi zengin C vitamini kaynaklarından da yararlanın. Tüm bunların yanında vitamin takviyesi de alabilirsiniz. Ancak turunçgilleri çokça tüketmenin faydası, bu meyvelerin yüksek oranda C vitamini içermeleri yanında, aynı zamanda güçlü birer flavanoid kaynakları olmalarıdır. Flavanoidler histamin salgılanmasını bastırarak bu sayede alerjik semptomları ve alerjiye bağlı astım nöbetlerini de engeller.


Astım için kullanılan diğer bitkiler arasında; çay, rezene ve Arnavut biberinde en az altı tane anti-astım madde vardır. Bu sayı soğan, kişniş ve yeşil biberde beşe düşerken; lahana, kakao, havuç, yabanmersini, kuş üzümü, patlıcan, üzüm, portakal, yabani mercenköşk, adaçayı ve domatesi kapsayan büyük bir grup ise dört tane anti-astım madde içeriyor. Ayrıca meyan kökü, kakao, kakule, kahve, kola ve maydanoz da bu bakımdan oldukça zengindir.


KAYNAK: 
Yeşil Eczane Kitabı
DR. JAMES A. DUKE

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder